Herkese merhabalar efenim.Yeni bir yazıyla karşınızdayım efenim.Daha öncelerden yarım bırakmış olduğum ve şu sıralar bitirdiğim oyun olan Prince of Persia'nın ilk oyununu tanıtacağım.
Oyun biraz eski bir oyun ve Ubisoft tarafından yapılmış.Grafik ve konu bakımından da oldukça güzel.Oyun içi müzikler ise tam arap müziği :D Bu özelliklerini beğendim lakin oyun çok parkur üzerine kurulu be.Oynarken sıkıldım.Konu,müzik ve grafik enfes ama hep parkur hep parkur olunca sıkılıyorum.Belki de oyunlarda parkurları sevmiyorumdur.Oynanış bakımından ise tuşları öğrendiğiniz an zaten oyunu oynamak kolaylaşıyor.
Kısaca oyunun konusunu aşağıya bırakıyorum.
KONUSU
Oyunun hikâyesi 6. yüzyıl İran'ında geçmektedir.
İran'da bulunan Pers hükümdarı Shahraman, oğluyla beraber, Hint diyarındaki Azad ülkesine doğru sefere çıkar. Kendi kralına ihanet eden vezirin de yardımıyla başkentin ele geçirilip yağma edilmesinden sonra Shahraman, sarayın hazineleri arasında içi parlak kumlarla dolu olan devasa bir kum saati bulur. Saraya daha sonradan varan prensin, beraberinde tuhaf bir hançer de getirdiğini gören vezir, bu hançeri ondan almak ister. Fakat kral, oğlunu ilk savaş ganimetinden mahrum bırakmak istemeyerek bu isteği reddeder. Hançerin ve kumların özelliğini bilen vezir bu sefer prensi kandırır ve hançeri kullanarak kum saatini açmasını sağlar. Serbest kalan bu kumlar, sarayı yerle bir eder ve yayıldığı yerlerdeki canlıları korkunç kum canavarlarına çevirir. Bu felaketten prens hançeri, savaşta esir düşen Farah büyülü madalyonu ve vezir büyülü asasının yardımıyla kurtulur.
Bu olaydan sonra prens şehirden gitmenin bir yolunu ararken sihirli kum saatinin, birkaç canavarlaşmış akbaba tarafından merkezî bir kuleye taşındığını görür. Daha sonradan karşılaştığı Farah, ona vezirin planlarını anlatır ve vezir amacına ulaşmadan, yani kumları kullanarak ölümsüz olmadan önce onu durdurmak zorunda olduklarını söyler. Yıkıntılar arasından kuleye ulaşmaya çalıştıkları sırada prens ve Farah giderek yakınlaşırlar. Fakat prens; babasıyla birlikte gelip, Farah'nın ülkesini yıkmış, onun babasını ve insanlarını öldürmüş ve kendisini de esir etmiş olduğundan dolayı, Farah'nın kendisinden nefret ettiğini düşünmekte ve gördüğü rüyaların da etkisinde kalarak, Farah'ın kendisini kandırıp hançeri almaya çalıştığından şüphelenmektedir.
Nihayet kum saatinin bulunduğu kuleye ulaştıklarında prensin şüpheleri baskın çıkar ve tam hançerini kum saatine sokacakken tereddüt eder. Bu tereddüt de onlara pahalıya mal olur: Vezir onların bulunduğu odaya yetişir ve büyü yaparak ikisini de yıkıntıların arasındaki eski bir mezara fırlatır.
Mezarda Farah prense, sadece kendisinin bildiği bir söz söyler: "Kakulukia". Sonradan Farah ve prens mezarda birbirlerini kaybederler. Dolambaçlı yollardan geçerek nihayet Farah'ı bulan prens, bir gaflet ve huşu anı neticesinde uykuya daldığı sırada Farah, prensin hançerini ve kılıcını alır ve kumları saate geri doldurma görevini tek başına gerçekleştirmeye gider. Gitmeden önce de kumlardan etkilenmemesi için madalyonunu prense bırakır. Uyandıktan sonra vakit kaybetmeden kulenin yolunu tutan prens, kum saatinin bulunduğu odaya varır ve Farah'ı bir grup kum canavarıyla savaşırken görür. Fakat zamanında yetişemez ve Farah ölür. Öfke ve kederden gözü dönen prens, veziri yere serer ve hançerini kum saatine sokar. Böylelikle dağılan Zamanın Kumlarını kum saatine geri sokar, zaman geriye alnır. Böylelikle felaketler olmamış, şehir işgal edilmemiş, babası ve Farah ölmemiş olur. Ancak Zamanın Hançeri prenste olduğundan o geri almadan etkilenmez.
Daha sonra prens, işgalden önceki savaş kampında elinde hançerle uyanır. Yaşanacakları bildiğinden ordusundan önce gizlice saraya girer ve Farah'ın odasına ulaşır. Yaşananlar geri alındığından Farah onu hatırlamamaktadır. Prens ona yaşanacak her şeyi, yani oyunu anlatır, vezirin ihanetini haber verir. Hikâyesi biter bitmez vezir odaya girer, prensin bir Pers ajanı olduğunu söyleyerek Farah'ı ona karşı kışkırtmaya çalışır ve prense saldırır. Farah vezire durmasını söyler ancak vezir bunu reddeder.
Kısa süre sonra prens veziri öldürür. Farah, vezirin bir hain olduğunu görür, ama prense bunu anlatmak için neden fantastik bir hikâye uydurduğunu sorar. Prens, düş kırıklığına uğrar ve kendisini hatırlaması için Farah'ı öper. Fakat Farah, henüz prensi sevmemektedir. Prens utanır, Zamanın Hançeriyle zamanı son kez geri alır, ardından hançeri verir, hikâyeyi de uydurduğunu söyler. Ayrılmadan önce Farah teşekkür eder ve ismini sorar. Prens Farah'a önceden kendisine söylediği kelimeyi söyler. Farah şaşkına döner, prens balkondan atlayarak veda eder. Artık aşkını yalnızca zaman bilmektedir.
Kısa dedim ama bayağı bi uzun konu oldu :D Seriyi merak ettiğim için ilk oyunundan başlamıştım.Konusunu beğendim daha sonraki vakitlerde belki diğer oyunlarını da oynarım ve umarım diğer serilerinde de çok parkur yoktur.Yeniden oyunu oynar mıyın soruna gelirsek oynamam.Oynadım ve bu benim için yeterli.Bu arada ana karekteri yani prensi beğendim :D Komik ve aynı zamanda yakışıklı biri efenim😍
Şimdi oyunu indirebileceğiniz site adreslerini vereceğim.
Aşağıdaki resme tıkladığınızda oyunu indirebilirsiniz.Oyunu yukarıdaki siteden indirdim.Oyun içersinde crack filan yapmanıza gerek yok ve oyun GOG üzerinden verilmiş bir oyun.GOG sitesinden (herneyse bilmiyorum) oyunlarda genellikle oyunun dosyalarını bilgisayara yüklediğinizde oyunun wallpaper resimlerini,oyun içi müziklerini ve çeşitli resimlerin olduğu bir klasör daha geliyorki bu çok iyi oluyor.
Bir diğer indirme sitesi.Yukarıdaki resme tıklarsanız.Alternatif siteye gidersiniz.
Oyunu ben Türkçe yapıp oynadım.Aşağıdaki resme tıklarsanız da Türkçe yamanın olduğu sayfaya gidersiniz.
Eğer oyunun müziklerini indirmek isterseniz aşağıdaki resme tıklayabilirsiniz.
Şimdide birkaç oyun içi resim paylaşıyorum.
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere efenim hoşçakalın :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder