Herkese merhabalar efenim.Nasılsınız? Beni soracaksanız uğraşıp gidiyorum işte.Bi yandan okul bi yandan staj uğraşıyoruz işte.Hee ama benim stajım bitti nihahha :D İlk öncelik staj meselesini ilk bi size doğru düzgün anlatayım.
Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulunda bu yıl tüm 2.sınıflar staja başladı.Podologlardan tutun biz Tıbbi Dökümantasyonluk ve Sekreterlik bölümüne kadar herkes 1.dönem bir gün olmak üzere Kocaeli Üniversite Hastanesi'nde staj yapar.Staj saati 09.00'da başlayıp tam 16.00'da biter ama 15:35'te stajımı yanımdaki sekretere şöyle diyerek ''ben servise yetişeceğim çıkabilir miyim?'' der ve üstümü başımı güzelce giyinip bitiririm.İstanbul'dan Kocaeli'ne nasıl bu saatte gidiyorsun diye bir sorun bana bir sorun !! Ben üniversiteye servisle gidip geliyorum.Yurtlara güvenemediğim ve ailemden ayrılmak istemediğim için servisle gitmek bana mantıklı gelmişti.Hiç olmazsa zamanımın çoğunluğu yollarda geçse bile evimde güvenle yaıyor ve evimi otel olarak kullanıyorum :D Zamanımın çoğunluğu yollarda geçtiği ve eve geç döndüğüm için o yüzden evi otel olarak kullanıyorum dedim efenim sizlere :D Ve gelelim sorunun cevabına her Pazartesileri saat 05.30'da kalkıyorum.Nasıl derler daha karga bokunu yemeden ben kalkıyorum arkadaş :D Uykulu muykulu işlerimi yaptıktan sonra 06.35'te evimin aşağısına inip servisime biniyorum.Size de burdan nasihat vereyim sakın erken kalktığınızda midenizi yoracak şeyler yemeyin bi sütlü gevrek yapın yiyin.Eğer yoracak şeyler yerseniz mide öğüteceği için gaz yapacak ve mideniz ağrayacak gerçi sütlü gevrekte yeseniz yine öğütüyo ve yine gaz yapıyor.Yani nasihatım bi işe yaramamış gibi birşey oldu şimdi T-T Normal vakitte kahvaltı ettiğimde böyle bi gazlı mide ağrısı olmuyor be arkadaş.Herneyse servise bindikten ve başka kişiler alındıktan sonra E-5'e çıktığımızda ben gözlerimi yavaş yavaş kapatırım ve uyurum.Ardından birisi dürtükler ve beni uyandırır bi bakarım ki servis kağıdı gelmiş ve okuldan saat geçte çıkacaksınız onu yazın der kağıtta ve ben yazarım.Yazdığım vakit genellikle Körfez'de olmuş oluyorum ve okula yarım saatlik bi yol kalıyor.Saati yazdıktan sonra arkamdaki kişiye kağıdı uzatır ve yatarım.Bu arada ben bu kış bayağı bi hasta oldum.Nezle girip ne varsa.Kocaeli'nin havasıyla İstanbul'un havası bayağı farklı.Kocaeli daha soğuk kış soğuğu var ve ben dondum hep.Kalında giyseniz fayda etmiyor.Hele ki o hava bi yüzünüze çarpsın tüm beden titriyo arkadaş.Şunu fark ettim ben nezle olduğumda burnum tıkalı olduğu için horluyorum.Resmen horluyorum.2 kere servisteyken horladım.Kulağıma kendi horlama sesim geldi.Benim uykum o kadar ağır değil aksine hafiftir bi sese uyanırım.Bunu kabul etmek zor ama horluyomuşum.Gerçi diğer kişilerde uykusuzluktan horluyor :DD Utanmaya gerek yok :DD Üniversiteye geldiğimde saat 08.45 olur.Araçtan inerim ve arkadaşımla beraber hastanenin yolunu tutarım.Hastaneye girer Başhekimliğe gider ve staj çizelgesine imzamı atarım geldiğime dair.Sonrasında da hastanenin içerisindeki kafeye gider sınıf arkadaşlarımda varsa konuşur ardından staj yapacağım yere giderim.Bu dönem 3 yerde 4 hafta olmak üzere toplam 11 hafta staja gittim tek bir gün olmak üzere.Bu hafta pazarteside yazılılar yaklaşıyo diye gitmedim bide canım istemedi hemde işim vardı :D Toplamda 2 hafta devamsızlık yapma vardı bende birini kullandım.
Gelelim ben nerelerde staj yaptım.İlk staj yerim Diyabet polikliniğiydi.Diyabet pazartesileri öyle bir kalabalık oluyor ki sormayın.Pazartesi günleri sabahtan troid hastaları geliyor.Onlara ultrason tarihlerini veriyoruz.Ardından öğleden sonra şekere bağlı diyabet hastalarını alıyoruz ve hem diyetisyen randevu veriyor hemde muayene randevusu veriyoruz.İlk zamanlarda zorlandım açıkçası.Hiç birşey bilmiyor hemde bana doktorlarla ilgili soru soruyorlardı.Bende ''Stajyerim birşey bilmiyorum'' diyerek hastalara söylüyordum.Sekreter yardım ediyordu hatta göstermek için bilgisayara bile geçiyordu ama ben yardımsız yapamıyordum.Gerçi yine yapamıyorum.1 gün gittiğim için unuttum neler yapıldığını.Genellikle sistem HUY sistemi ve her hastalığın bir tanısı ve kodu var.Bayağı hızlılık istiyor.Birde oradayken şu çok dokunmuştu bana.Hiçbirşey bilmemek ve put gibi orada oturup hiçbirşey yapamayıp boş boş etrafına bakınmak.Sekreterler inanın ki özellikle poliklinikte çalışanlar çok yoğun oluyorlar.Başlarını kaldıramıyorlar.Bide bazı hastalar var ahlaksız terbiyesiz.Zeka yoksunu..... Ama bazende güzel insanlarla karşılaşıyorsunuz.Bana bir yaşlı amca gül vermişti :D İnsanlarla doğru düzgün konuşmak elbette iletişimi olumlu etkiliyor ama şuda önemli karşıdakinin anlama kapasitesi nasıl? Bazen anlamıyor 3-4 kere söylüyorsun.Yada kavga çıkarıyor anlamsızca.İnsalarımız sabırsız aslında.Hemen herşeyin bir anda olmasını istiyoruz.
2.staj yerimi Hematoloji Kliniğinde yaptım.Orada staj yaparken çok ama çok sıkıldım.Bir Allah'ın kulu gelmedi oraya.Tek tük gelenler var ama genellikle sekreterden başka kimse yok.Her hafta gittim ama zar zor.Hergün hasta hizmet kayıtlarını giriyorduk bilgisayara.Tabi bu 2.staj boyunca ben hiç bilgisayara geçmedim ve tam olarak birşey öğrenemedim.Genellikle canım sıkıldığında biraz hava almaya çıktım ve gezindim.Arkadaşlarımın yanına uğradım arada.Bide bazen hasta dosyaları geliyordu ve onları sırayla düzeltiyordum.Bazen içlerinde kan örnekleri de oluyordu.Şunu unutmayın her zaman bir hasta dosyasını elledikten sonra ellerini yıkayın.Kirli ve bakterili olabilir.Kısacası 2.stajımdan hiçbirşey öğrenemedim.
3.Staj yerim 3.kat Ana Bilim Dalı Sekreterliği oldu.Burası hastanenin idari birimlerinden birisi.Genellikle hastane içi yazışmalar oluyor.Bulunduğum katta kardiyoloji,ortopedi ve üroloji servisleri var.Aslında birkaç tane daha var ama benim en çok işim olan servisler kardiyoloji,ortopedi ve üroloji oldu.Genellikle ayak işi yaptım.Kağıt imzalama getir götür.Sekreterin çayını doldurdum.Peynirini aldım.Sekreter iyiydi.Şen şakraktı.Bilgisayarın başına bu yerde de geçemesemde öğrendim tek tük şeyleri.Sadece 3.hafta gittim.Doktorlar sekreterlere yanlış birşey yaptıklarında bi sinirleniyolar bi sinirleniyolar sormayın.Doktorların egoları tavan onu söyleyeyim.Siz siz olun eğer doktor olacaksanız sekreterlere bağırmayın :D
Bu zamana kadar sekreterler hep beni yorgun gördüler çünkü ben hep saat 05.30'da kalkıyordum ama siz saat 7 de kalkarsanız 08.30 işiniz başlasa dinç olursunuz tabi.
Ama iyikim durumumu anlattım.Gerçi staj yaptığım yerdeki sekreterler anlayışlıydı.Ama güvenlik görevlisi öyle değildi.Akşam imzası için gittiğimde Başhekimliğe güvenlik görevlisine ''Ben servise yetişecem İstanbul'a gidecem'' diyorum.İmza kağıdını 15.55'te bırakacam diyo.Neymiş hocanın isteğiymiş.Aslında hoca saat tam 4'te bırakın diyo güvelikçiye ama biz anlattığımızda durumu insaflıysa bırakıyor erkenden.O 5 dakkada servise nasıl yetişiyorum.Nefes nefese servis alanları uzak koştura koştura at gibi gidiyom.Beni 10 dakka önce bıraksan ne olcak.Tabi sizin eviniz Kocaeli'nde!!
Bide bu stajın haftaya yazılısıyla sözlüsü olacakmış.Ne yapacaklarsa artık.Sanki askeri okula gidiyorum.İşe girsem iş yerinde böyle yapmazlar be.Bide her dersten 4 hafta gelmeme hakkı var.Eğer 4 kere gelmeyip 5 yaparsan dersten kalıyorsun.Neymiş öğrencinin okulu asmaması okulda daha fazla vakit geçirmesiymiş.Ulan ben okulda ne öğrendim.Vize sınavından sonra boşladınız ders anlatmayı.Ne yapacam ben he!!Elimize verdiniz fotokobi kara kara düşünüyoruz biz ne öğrendik diye.
Bide bu stajın 2.dönemide var.Pazartesi ve Salı olmak üzere 2 gün olacak.Bunda da yazılı ve sözlü olacak.Bu staj yerlerinde sabit kalacakmışız.Siz beni uyduruk yere verirseniz ben ne öğreneceğim!! Kafana tükürdüğümünün hocası.
Pazartesinden sonraki günler saat 10:00 servisine biniyorum.Uyku problemim olmuyor ama yinede uyuyorum.Yol insanı yoruyor gerçekten.
Gelelim okulda ne yaptıklarıma.Salı günü bilgisayar çalışmamız olur laboratuarda çalışmamızı yaparız.Ardından Hastane bilgi sistemi dersi olur.Derste ders olsa anlasak birşey.Boş boşuna ders yapılmış bana göre.
Çarşamba en berbat gün.Çünkü cidden okula boş boşuna geliyorum.İlk dersim sağlığa sanatsal yaklaşım ve ben sanat dersi görüyorum.Abuk sabuk bir ders.Hoca final sınavında bir romandan soru soracak ve ben hiç okumadım.Romanın filmini izlettirdi hoca.Öyle cinsellik ve garip olaylar vardı ki beni soğuttu.Filmden anladığım tek şey.Erkeklerin kadınlar yüzünden umutsuzluğa düşmesi oldu.Hele ki erkeğin zihninde canlanan o cinsel olayları beni benden aldı.Film tam anlamıyla rezaletti.Böyle sanat olmaz olsun.Bana hitap eden birşey değil.Sınıf kalabalık olduğu için hoca istediğini yapamıyor.O zaman ne diye açtın ki dersi e be hoca!
Günün ikinci derside ekoloji ve sağlık.Coğrafya'nın son konularını görüyorum resmen.İşte su kirliliği,hava kirliliği vs onları görüyorum ve hoca elimizdeki kağıtların tıpa tıp aynısı anlatıyor.
Boş boşuna geldiğimle kalıyorum çarşamba günleri işte.
Gelelim perşembeye.Benim en sevdiğim gün :D Saat 15:00'de ilk yardım dersi var.Okula 11:45'te varıyorum ve neredeyse 3 saatim var boş.Arkadaşlarla çarşıya iniyoruz alışveriş yapıyoruz :D Takılar makılar çok ucuz İstanbul'a göre.Giysilerde çok ucuz.Şimdi yeni trend atkılar varya battaniye şeklinde onlar İstanbul'da 15 lira ama Kocaeli'nde 10 lira :D Küpeler takılar her perşembe çarşıya indiğimde beni benden alıyor.Birkaç tane takı alıyorum.Çünkü ucuzlar.Tabi fazlada para harcamıyorum.Öğrenci milletiyiz nasıl olsa para lazım oluyo :D
Gelelim cuma gününe.Cuma günleri hayırlı bir gündür bizim için ama sağolsun Terminoloji hocam yüzünden soğudum cuma gününden.İlk dersim iletişim.İnsanlarla iletişimi anlatıyor hoca.Biraz kitabi bilgiler ve insan sıkılıyor.Genellikle sınıf kalabalık ve amfide ders işlendiği için açıp telefonumu oyun oynuyorum yada kafamı gömüp yatıyorum.Ne de olsa fotokobi var okur yazılıma girerim :D
Sonraki ders ise korkulu kabus Terminoloji dersi.Hocanın birşey öğrettiği yok.Kendince birşeyler anlatıyor ama ben onları ders niteliğinde görmüyorum.Arada bilmediğim bilgileri söylediği oluyor onları öğreniyorum sadece.Ama genellikle kendi hayatından örnek verip duruyor.Onu şuan bimer'e şikayet etmişler.Şu iki haftadır söyleyip duruyor işte.Başımızın etini yiyor.Biraz egolu bir hocada.Sen öğrencileri anlamayıp rencide eder ve egonu tatmin edersen şikayet ederler işte.Hocasından dolayı bu derside sevmiyorum hiç.
Bu hafta hiç gitmeyeceğim okula ve yazılıların notlarına bakarım şöyle.Zaten birşey öğrettikleri yok.Ne yapacağım hiç bilmiyorum.Ne öğrendim ki ben? Sadece diplomayı almak için gidiyorum resmen.1. sınıfta çok çalıştığımı fark ettim derslere ama bu yıl saldım kendimi.Diğer arkadaşlarımda diyorlar biz ne öğrendik.Onlarda birşey öğrenemediyse ben nasıl öğreneyim.Ah ah hocalar.Boş ders koyar boşu boşuna dersleri zorunlu kılarsınız gelmek için.Ama öğrencilere öğrettiğiniz hiçbirşey yok.İnanıyorum ki iş hayatında daha kıymetli bilgiler öğreneceğim.Heh buraya da yazıyorum 2.dönem arkadaşlarımla sinemaya gidip gezecem okul vakti.Okuldan eve , evden okula bıktım.Umarım 2.dönem dersler hafif olurda geç saatlerde eve dönmem.Ama olur mu? Yine bir zorluk çıkarırlar! Bi mezun olayım hocaları hiç mi hiç özlemeyip nanik yapacam :DD
Herneyse efenim.Şimdilik yazımı burada bitireyim.Şöyle bir yazıma baktım da yazdığım en uzun yazı oldu şu ana kadar :DD Umarım yazılar gözünüzü yormaz :)) Bir sonraki yazıda görüşmek üzere hoşçakalın efenim :)
Not: Gratis'te indirim varmış Pastel'in daylong mat likit rujlarından bir tane kaptım annemle beraber.Bir güzel bir güzel anlatamam.Annem indiregandi yaptı :) Hazır bu fırsat bu bakın derim sizde :D
Not2: Bugün üşenmedim yine gidip 2 tane aldım rujlardan tiryakisi oldum efenim.
Not3 : BloomChan'da makyaja dair bu yaşına kadar yeni yeni şeyler öğreniyor :D